23 Eylül 2009 Çarşamba

Vodafone: Yarının teknolojisine yatırım yapıyoruz

Vodafone Türkiye CEO'su Ian Gray, B lisansını almaktan son derece memnun olduklarını söyledi 28 Kasım 2008 Cuma, 13:07 Vodafone Grubu Orta ve Doğu Avrupa Bölgesi Direktörü ve Vodafone Türkiye CEO'su Ian Gray, ''Vodafone olarak sadece bugünün değil, yarının teknolojilerine de yatırım yapıyoruz'' dedi. Vodafone'den yapılan açıklamada, Vodafone Türkiye'nin, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu tarafından açılan 3G ihalesinde B tipi lisansın sahibi olduğu kaydedildi. Hedefledikleri B lisansını almaktan son derece memnun olduklarını ifade eden Vodafone Grubu Orta ve Doğu Avrupa Bölgesi Direktörü ve Vodafone Türkiye CEO'su Ian Gray, şunları kaydetti: ''Mobil telekomünikasyon sektöründe dünya lideri olarak 3G ihalesinden, yatırımımız için en iyi değeri yaratmak ve faaliyet gösterdiğimiz diğer ülkelerle aynı paralelde ilerlemek üzere hedeflediğimiz bandı almış olmanın memnuniyetini yaşıyoruz. İhalede KDV hariç 250 milyon euro teklif vererek lisansı aldık. Bu, KDV dahil yaklaşık 600 milyon YTL'yi buluyor. Vodafone olarak sadece bugünün değil, yarının teknolojilerine de yatırım yapıyoruz. Biz 3G( ) olarak adlandırdığımız '3G ve ötesi' kavramını esas alıyoruz. Dünyanın en büyük 3G şebekesine sahibiz; 15 ülkede 33 milyon 3G cihazı kullanıcısına hizmet veriyoruz. Dünya deneyimimizi Türkiye'deki cep telefonu kullanıcılarına da sunacağımız için çok mutluyuz. Şu an için Vodafone Almanya ve İtalya'nın yıllardır bu frekans bandından da düşük bir bantta 3G hizmeti sunduğunu kaydeden Ian Gray, 3G bantları arasında bir hız farkı bulunmadığını ve hepsinin 42 megabit/saniye veri hızına erişebileceğini belirterek, ''Bu, şu anki teknolojiden 100 kat daha fazla hız sağlıyor. Bu lisans, zamanı geldiğinde Türkiye'de 4G teknolojisini sunma imkanı için bize yeterli frekans bandını sağlamaktadır. 4G teknolojisi için de zaman geldiğinde gereken ek yatırımları gerçekleştireceğiz.'' Türkiye'de faaliyete başladıkları 2006 yılından bu yana altyapı yatırımlarına hız kesmeden devam ettiklerini ifade eden Gray, ''Son iki yıl içinde, şebekemizi sağlam ve modern bir yapıya taşıdık. 3G teknolojisini de yeni altyapımız üzerinde kuracağız. Şebekeye, yani kaliteye yatırım yapmaya devam edeceğiz'' diye konuştu. Vodafone'un 3G şebekesi ile ilgili test çalışmalarının uzun süredir devam ettiğini ve şebekenin yaygın şekilde kurulması yolunda tedarikçi görüşmelerinin de kısa bir zaman içerisinde sonuçlanacağını söyleyen Ian Gray, ''Yeni teknoloji kullanıcılara en iyi deneyimi sunma hedefiyle tasarlandı. İhale Danıştay tarafından onaylanır onaylanmaz gerekli hazırlıkları tamamlayarak 3G teknolojisindeki global tecrübemizi Türkiye'ye yansıtacak, abonelerimize Vodafone'lu olmanın ayrıcalığını yaşatacağız'' dedi. 3G DEMEK ÖZGÜRLEŞEN İNTERNET DEMEK Ian Gray, 3G teknolojisiyle data hızının 42 megabit/saniyeye çıkabileceğini belirterek, ''Örneğin bugün 4 saatte indirilen 700 MB;lık bir DivX film, 3G( ) sayesinde 2,2 dakikada indirilebilecek'' dedi. 3G( )'ın özgürleşen internet anlamına geldiğini ve cep telefonu kullanıcılarının artık diledikleri yerden çok daha hızlı bir şekilde internete bağlanabileceklerini dile getiren Ian Gray, şunları kaydetti: ''3G teknolojisinin açacağı yeni sayfada cep telefonu kullanıcıları artık diledikleri her yerden çok daha hızlı şekilde internete bağlanabilecek, resim ve videoları anında paylaşabilecek, en son haberleri cep telefonlarından izleyebilecek. 3G ile gelen mobil internet, sabit hatların bile ulaşamadığı kırsal bölgelere internet erişiminin yolunu açacak. Ayrıca lokasyon bazlı servisler, mobil pazarlama, mobil ticaret ve eğitim alanlarındaki farklı servisler, kişilerin ve iş dünyasının hizmetine sunulacak. 3G( )'ın farklı alanlardaki kullanımı sayesinde, yepyeni ve farklı deneyimlerle hayatımız zenginleşecek.'' habertürk

'gnçtrkcll'e 'en iyi marka' ödülü

Dünya İletişim Ödülleri'nde Turkcell, 5 dalda finale kalmıştı. 'gnçtrkcll' 15 milyon üyesiyle Türkiye'nin en büyük gençlik kulübü haline geldi 30 Kasım 2008 Pazar, 14:54 Turkcell'in gençlik kulübü "gnçtrkcll", "Dünya İletişim Ödülleri (WCA)" jürisi tarafından "En iyi marka" dalında birinciliğe layık görüldü. Turkcell'den yapılan yazılı açıklamaya göre, WCA'nın 10 yıldır düzenlediği ve bu yıl 14 dalda "en iyileri" seçtiği "Dünya İletişim Ödülleri"nde Turkcell, "gnçtrkcll" uygulaması ile 'En iyi marka' ödülüne sahip olurken, "En iyi yeni servis" dalında "İştePosta" ve "En iyi içerik sağlayıcı" dalında da "SMS'le hastane randevusu alma" uygulamalarıyla finale kaldı. Açıklamada görüşlerine yer verilen Turkcell pazarlamadan sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Lale Saral Develioğlu, şunları kaydetti: "Turkcell'in ve Türkiye'nin adını yurt dışında böyle bir ödülle duyurduğumuz için gururluyuz. 'gnçtrkcll', 15 milyon üyesiyle Türkiye'nin en büyük gençlik kulübü haline geldi. gnçtrkcll'le, gençlerin beklentileri ve ihtiyaçlarını göz önünde bulundurarak onlara özel bir faydalar dünyası sunuyoruz. Bu ödül güzel bir ekip çalışmasının ve yaptığımız çalışmalara fikirleriyle yön veren üyelerimizin eseridir habertürk

GTA 4'e sıkı güvenlik

Grand Theft Auto IV'ün PC sürümüne çok güçlü kopya koruması getiriliyor. Artık çıkışına sayılı günler kalan Grand Theft Auto IV PC sürümünü oynamak için bu sefer orijinal oyun tek çare olacak gibi görünüyor. Shiftdelete.net'in haberine göre; Rockstar Games, konsol sahiplerinin aylardır tadını çıkardığı Grand Theft Auto IV keyfini bilgisayar oyuncularına da bu hafta içerisinde sunacak. Ancak oyunun PC sürümü, oldukça sıkı kopya koruma önlemlerine sahip. Kurulum sayısını sınırlaması nedeniyle oyunculardan büyük tepki alan SecuROM korumasını GTA4'te uygulayacaklarını açıklayan Rockstar, yine de kullanıcılardan tepki gören sınırlamaları kaldıracaklarını ekledi. habertürk

Nikon'dan yeni makine

O, 24.5 megapiksel çözünürlükte... İşte özellikleri... Dijital fotoğraf dünyasının en güçlü markalarından Nikon, yeni D-SLR fotoğraf makinesi Nikon D3X ile dikkatleri üzerine çekiyor. İşte yeni cihazın özellikleri. 24.5 megapiksel çözünürlükte saniyede 5 fotoğraf çekebilen cihaz, 10.5 megapiksel çözünürlükte ise saniyede 7 kare çekebiliyor. Fotoğrafları TIFF, JPEG ve RAW biçiminde kaydedebilen Nikon D3X, çift hafıza kartı (Compact Flash) desteği ile saniyede 35 MB yazma hızına da ulaşabiliyor. ISO 100 ile 1600 seçeneklerinin yanı sıra genişletilebilir ayar ile ISO 50 ile 6400 arasında seçenek de sunabiliyor. 0,12 saniyede çekime hazır hala gelen cihazın deklanşör gecikmesi ise 0,04 saniye Shiftdelete.net'in haberine göre; Nikon D3X'te kullanılan sahne tanıma sistemi sayesinde çekilen görüntü, cihazın veritabanında bulunan 3000 farklı görüntü ile mukayese ediliyor ve en uygun olan sahne ile eşleştirilip, ayarlarda otomatik olarak eniyileme yapılıyor. Dolu bir pil ile 4400 kare fotoğraf çekebileceğiniz Nikon D3X, yurtdışında Aralık ayının içinde satışa sunulacak. Fiyatı ise yaklaşık 8 bin dolar olacak. habertürk

PC kullanıcıları tehditlerden haberdar değil

Trend Micro'nun 7 bin internet kullanıcısı arasında yaptığı ankette bilgi güvenliğinin yeterince olmadığı ortaya çıktı Trend Micro'nun Türkiye'de 7 bin internet kullanıcısı arasında yaptığı ''Global Web Tehditleri'' anketinin sonuçları, kurumların ve bireylerin bilgi güvenliği tehditlerine karşı ''yeterince'' korunmadığını gösterdi. Bilgi güvenliğine dair duydukları tehditlere ilişkin soruya yanıt veren internet kullanıcılarının yüzde 50'sinden fazlasının, bilgisayarlarını tehdit eden en son tehlikelerden haberdar olmadığı görüldü. Veri sızıntısı kavramını duyanların oranı, yüzde 44 iken, oltalama (phishing) saldırısını duyanların oranı yüzde 45 oldu. Şirkette ciddi tehlike oluşturduğu düşünülen web tehditlerinin başında yüzde 36 ile spam (istenmeyen e-posta) gelirken, bunu yüzde 35 ile oltalama, yüzde 32 ile program ekme (pharming) izledi. Web tehditlerinin riskleri ele alındığında, yüzde 79 oranıyla kimlik hırsızlığı, yüzde 78'le kişisel bilgilerin kaybı ve yüzde 71'le gizlilik hakkının ihlali en fazla endişe yaratan unsurlar olarak gözlendi. Son 3 ayda en sık karşılaşılan tehdit, yüzde 70'lik oranla spam olurken, ankete yanıt verenlerin yüzde 64'ü, web tehditlerinin olumsuz etkilerini yaşadığını belirtti. TEHDİTLERE KARŞI YETERLİ ÖNLEM ALINMIYOR İnternet kullanıcılarının, web tehditlerine karşı korunmak için yeterli önlem alınmadığı görüldü. Yanıt verenlerin yüzde 50'si koruyucu yazılım kullanırken, ofisinde bilgi işlem biriminden bilgisayar güvenliği rehberliği talep edenlerin oranı yüzde 19'da kaldı. Kurumsal kullanıcıların yüzde 80'i, şirketin ağı üzerinden internete bağlıyken kişisel e-postalarını takip ettiğini, yüzde 58'i anlık mesajlaşmayı kullandığını, yüzde 53'ü doğrudan işle ilgili olmayan web sitelerini ziyaret ettiğini söyledi. Anketi yanıtlayanların yüzde 20'sinden fazlasının, iş bilgisayarının evdeki bilgisayara göre daha iyi korunduğu konusunda kararsız olduğu görüldü. ''BİLGİ, ONLİNE SUÇA KARŞI MÜCADELEDE EN ÖNEMLİ SİLAH'' Trend Micro Kıdemli Güvenlik Danışmanı Rik Ferguson, ankete verilen yanıtların, internet kullanıcılarının istenmeyen e-posta ve oltalama gibi görünür tehditlere odaklandığını gösterdiğine işaret ederek, ''Anlaşılır nedenlerden dolayı, bir tehdidin farkında değilseniz, neden sizi ilgilendirsin ki? Ne var ki, tehditler söz konusu olduğunda, bilmedikleriniz size pahalıya mal olabiliyor'' dedi. İşletmelerin ve internet kullanıcılarının, tehdidi, ne olduğunu düşündükleri şekliyle değil, bugünkü anlamıyla anlamaları gerektiğini vurgulayan Ferguson, kişilerin interneti belli farkındalık ve dikkat içinde kullanmaları gerektiğini vurguladı. Ferguson, internet kullanıcılarının, virüslerin nasıl ''sinsice'' bulaştığını bilmesi gerektiğine dikkati çekerek, şunları kaydetti: ''Mevcut tehditler, tek bir ortamı kullanmıyor. Örneğin, e-postalar, gizliliği ihlal edilmiş ve Truva atı gönderen web sitelerine yönlendiriliyor. Ya da kasıtlı olarak donatılan arama motorları, paranızı çalan kaçak güvenlik yazılımlarına ve dolandırıcı antivirüs yazılımlarına yönlendirme yapıyor. Bilgi, online suça karşı mücadelemizde en önemli silahımızdır ve onu sonuna kadar kullanmalıyız.'' Trend Micro Akdeniz Bölge Müdürü Ercan Aydın, BT güvenliği tehditlerinin, yeni ve karmaşık yapı sergilediğini belirterek, ''Pek çok işletme ve kullanıcı, bu tehditlerin farkında değil ve sonuç olarak, hem eğitim hem de saldırıları başarıyla önleyebilecek teknolojilerin kullanımı anlamında yeterli önlemi almıyor'' değerlendirmesinde bulundu. AA

PC kullanıcıları tehditlerden haberdar değil

Trend Micro'nun 7 bin internet kullanıcısı arasında yaptığı ankette bilgi güvenliğinin yeterince olmadığı ortaya çıktı Trend Micro'nun Türkiye'de 7 bin internet kullanıcısı arasında yaptığı ''Global Web Tehditleri'' anketinin sonuçları, kurumların ve bireylerin bilgi güvenliği tehditlerine karşı ''yeterince'' korunmadığını gösterdi. Bilgi güvenliğine dair duydukları tehditlere ilişkin soruya yanıt veren internet kullanıcılarının yüzde 50'sinden fazlasının, bilgisayarlarını tehdit eden en son tehlikelerden haberdar olmadığı görüldü. Veri sızıntısı kavramını duyanların oranı, yüzde 44 iken, oltalama (phishing) saldırısını duyanların oranı yüzde 45 oldu. Şirkette ciddi tehlike oluşturduğu düşünülen web tehditlerinin başında yüzde 36 ile spam (istenmeyen e-posta) gelirken, bunu yüzde 35 ile oltalama, yüzde 32 ile program ekme (pharming) izledi. Web tehditlerinin riskleri ele alındığında, yüzde 79 oranıyla kimlik hırsızlığı, yüzde 78'le kişisel bilgilerin kaybı ve yüzde 71'le gizlilik hakkının ihlali en fazla endişe yaratan unsurlar olarak gözlendi. Son 3 ayda en sık karşılaşılan tehdit, yüzde 70'lik oranla spam olurken, ankete yanıt verenlerin yüzde 64'ü, web tehditlerinin olumsuz etkilerini yaşadığını belirtti. TEHDİTLERE KARŞI YETERLİ ÖNLEM ALINMIYOR İnternet kullanıcılarının, web tehditlerine karşı korunmak için yeterli önlem alınmadığı görüldü. Yanıt verenlerin yüzde 50'si koruyucu yazılım kullanırken, ofisinde bilgi işlem biriminden bilgisayar güvenliği rehberliği talep edenlerin oranı yüzde 19'da kaldı. Kurumsal kullanıcıların yüzde 80'i, şirketin ağı üzerinden internete bağlıyken kişisel e-postalarını takip ettiğini, yüzde 58'i anlık mesajlaşmayı kullandığını, yüzde 53'ü doğrudan işle ilgili olmayan web sitelerini ziyaret ettiğini söyledi. Anketi yanıtlayanların yüzde 20'sinden fazlasının, iş bilgisayarının evdeki bilgisayara göre daha iyi korunduğu konusunda kararsız olduğu görüldü. ''BİLGİ, ONLİNE SUÇA KARŞI MÜCADELEDE EN ÖNEMLİ SİLAH'' Trend Micro Kıdemli Güvenlik Danışmanı Rik Ferguson, ankete verilen yanıtların, internet kullanıcılarının istenmeyen e-posta ve oltalama gibi görünür tehditlere odaklandığını gösterdiğine işaret ederek, ''Anlaşılır nedenlerden dolayı, bir tehdidin farkında değilseniz, neden sizi ilgilendirsin ki? Ne var ki, tehditler söz konusu olduğunda, bilmedikleriniz size pahalıya mal olabiliyor'' dedi. İşletmelerin ve internet kullanıcılarının, tehdidi, ne olduğunu düşündükleri şekliyle değil, bugünkü anlamıyla anlamaları gerektiğini vurgulayan Ferguson, kişilerin interneti belli farkındalık ve dikkat içinde kullanmaları gerektiğini vurguladı. Ferguson, internet kullanıcılarının, virüslerin nasıl ''sinsice'' bulaştığını bilmesi gerektiğine dikkati çekerek, şunları kaydetti: ''Mevcut tehditler, tek bir ortamı kullanmıyor. Örneğin, e-postalar, gizliliği ihlal edilmiş ve Truva atı gönderen web sitelerine yönlendiriliyor. Ya da kasıtlı olarak donatılan arama motorları, paranızı çalan kaçak güvenlik yazılımlarına ve dolandırıcı antivirüs yazılımlarına yönlendirme yapıyor. Bilgi, online suça karşı mücadelemizde en önemli silahımızdır ve onu sonuna kadar kullanmalıyız.'' Trend Micro Akdeniz Bölge Müdürü Ercan Aydın, BT güvenliği tehditlerinin, yeni ve karmaşık yapı sergilediğini belirterek, ''Pek çok işletme ve kullanıcı, bu tehditlerin farkında değil ve sonuç olarak, hem eğitim hem de saldırıları başarıyla önleyebilecek teknolojilerin kullanımı anlamında yeterli önlemi almıyor'' değerlendirmesinde bulundu. AA

PC kullanıcıları tehditlerden haberdar değil

Trend Micro'nun 7 bin internet kullanıcısı arasında yaptığı ankette bilgi güvenliğinin yeterince olmadığı ortaya çıktı Trend Micro'nun Türkiye'de 7 bin internet kullanıcısı arasında yaptığı ''Global Web Tehditleri'' anketinin sonuçları, kurumların ve bireylerin bilgi güvenliği tehditlerine karşı ''yeterince'' korunmadığını gösterdi. Bilgi güvenliğine dair duydukları tehditlere ilişkin soruya yanıt veren internet kullanıcılarının yüzde 50'sinden fazlasının, bilgisayarlarını tehdit eden en son tehlikelerden haberdar olmadığı görüldü. Veri sızıntısı kavramını duyanların oranı, yüzde 44 iken, oltalama (phishing) saldırısını duyanların oranı yüzde 45 oldu. Şirkette ciddi tehlike oluşturduğu düşünülen web tehditlerinin başında yüzde 36 ile spam (istenmeyen e-posta) gelirken, bunu yüzde 35 ile oltalama, yüzde 32 ile program ekme (pharming) izledi. Web tehditlerinin riskleri ele alındığında, yüzde 79 oranıyla kimlik hırsızlığı, yüzde 78'le kişisel bilgilerin kaybı ve yüzde 71'le gizlilik hakkının ihlali en fazla endişe yaratan unsurlar olarak gözlendi. Son 3 ayda en sık karşılaşılan tehdit, yüzde 70'lik oranla spam olurken, ankete yanıt verenlerin yüzde 64'ü, web tehditlerinin olumsuz etkilerini yaşadığını belirtti. TEHDİTLERE KARŞI YETERLİ ÖNLEM ALINMIYOR İnternet kullanıcılarının, web tehditlerine karşı korunmak için yeterli önlem alınmadığı görüldü. Yanıt verenlerin yüzde 50'si koruyucu yazılım kullanırken, ofisinde bilgi işlem biriminden bilgisayar güvenliği rehberliği talep edenlerin oranı yüzde 19'da kaldı. Kurumsal kullanıcıların yüzde 80'i, şirketin ağı üzerinden internete bağlıyken kişisel e-postalarını takip ettiğini, yüzde 58'i anlık mesajlaşmayı kullandığını, yüzde 53'ü doğrudan işle ilgili olmayan web sitelerini ziyaret ettiğini söyledi. Anketi yanıtlayanların yüzde 20'sinden fazlasının, iş bilgisayarının evdeki bilgisayara göre daha iyi korunduğu konusunda kararsız olduğu görüldü. ''BİLGİ, ONLİNE SUÇA KARŞI MÜCADELEDE EN ÖNEMLİ SİLAH'' Trend Micro Kıdemli Güvenlik Danışmanı Rik Ferguson, ankete verilen yanıtların, internet kullanıcılarının istenmeyen e-posta ve oltalama gibi görünür tehditlere odaklandığını gösterdiğine işaret ederek, ''Anlaşılır nedenlerden dolayı, bir tehdidin farkında değilseniz, neden sizi ilgilendirsin ki? Ne var ki, tehditler söz konusu olduğunda, bilmedikleriniz size pahalıya mal olabiliyor'' dedi. İşletmelerin ve internet kullanıcılarının, tehdidi, ne olduğunu düşündükleri şekliyle değil, bugünkü anlamıyla anlamaları gerektiğini vurgulayan Ferguson, kişilerin interneti belli farkındalık ve dikkat içinde kullanmaları gerektiğini vurguladı. Ferguson, internet kullanıcılarının, virüslerin nasıl ''sinsice'' bulaştığını bilmesi gerektiğine dikkati çekerek, şunları kaydetti: ''Mevcut tehditler, tek bir ortamı kullanmıyor. Örneğin, e-postalar, gizliliği ihlal edilmiş ve Truva atı gönderen web sitelerine yönlendiriliyor. Ya da kasıtlı olarak donatılan arama motorları, paranızı çalan kaçak güvenlik yazılımlarına ve dolandırıcı antivirüs yazılımlarına yönlendirme yapıyor. Bilgi, online suça karşı mücadelemizde en önemli silahımızdır ve onu sonuna kadar kullanmalıyız.'' Trend Micro Akdeniz Bölge Müdürü Ercan Aydın, BT güvenliği tehditlerinin, yeni ve karmaşık yapı sergilediğini belirterek, ''Pek çok işletme ve kullanıcı, bu tehditlerin farkında değil ve sonuç olarak, hem eğitim hem de saldırıları başarıyla önleyebilecek teknolojilerin kullanımı anlamında yeterli önlemi almıyor'' değerlendirmesinde bulundu. AA

TV ve buzdolabı daha az bozulacak

Türkiye elektrik iletim sistemi, Avrupa'nın ortak ağına bağlanıyor Yeni sistem, Türkiye'de elektrik hizmetinin niteliğini artıracak. Elektrik tüketimi, üretimi geçtiği an Avrupa'nın enerjisi devreye girecek. Zaman gazetesinin haberine göre, yeni sistemle voltaj ve frekans sorunları sebebiyle buzdolabı ve televizyon gibi elektrikli cihazlarda sık sık yaşanan arızalanma vakaları da ortadan kaldırılacak. Sanayide ise elektriğin kalitesizliğinden kaynaklanan problemler bitecek. Yaklaşık 35 yıldır iletim sisteminde devam eden iyileştirme çalışmalarında son aşamaya gelindi. Zaman'ın Enerji Bakanlığı'ndan aldığı bilgilere göre yıl sonuna kadar iletim altyapısıyla ilgili çalışmalar tamamlanacak. 2010'un ilk çeyreğinde Avrupa 'elektrik iletim sistemine' (UCTE) üyelik bağlantısı yapılacak. Deneme çalışmalarından sonra da 2011'den itibaren tam bağlantıya geçilecek. Türkiye'nin elektrikte Avrupa'ya bağlanması ilk olarak 1975 yılında gündeme gelmişti. O tarihten beri ülke içinde elektrik şebekesinin Avrupa standartlarına ulaştırılmasına dönük çalışmalar yapılıyor. Son aşamaya gelinen çalışmaların tamamlanmasıyla birlikte, Türkiye'deki elektrik iletim sistemi, Avrupa elektrik sistemi ile ortak çalışacak. Yeni düzenleme ile ülkedeki iletim altyapısı, güçlenmiş olacak. Aboneler daha kaliteli ve kesintisiz elektrik hizmeti alacak. Buzdolabı, televizyon ve çamaşır makinesi gibi cihazlar, voltaj ve kalite değişimlerinden kaynaklanan sorunlarla daha az karşılaşacak. Sanayide de makineler daha verimli çalışacak. Örneğin tekstil fabrikalarında voltaj ve frekans değişimleri, ip kırılmalarına yol açıyor. Cam fabrikalarında ise hatalı üretim sorunu yaşanıyor. Avrupa'yla iletim konusundaki entegrasyon, elektrik ithalat ve ihracatını da kolaylaştıracak. Atatürk Barajı'nda üretilen elektrikle Paris'teki Eyfel Kulesi aydınlatılabilecek. Ya da Türkiye'de elektrik tüketimi, üretimi geçtiği anda Avrupa'daki tesislerde üretilen elektrik enerjisi derhal devreye girecek. Frekans ve voltaj, elektriğin en önemli kalite göstergelerinden biri. Üretim ve tüketimin dengede olması durumunda frekans 50.00 Hz oluyor. Üretim tüketimden fazla olunca frekans yükselirken, azalınca düşüyor. UCTE standartlarında frekans sapması artı-eksi 20 mHz iken ülkemizde yaklaşık 100 mHz'yi buluyor. Türkiye, iletimde sağladığı iyileşme ile Avrupa voltaj sapma aralığını yakaladı. Elektrikli cihazların sağlıklı çalışması ve ömürlerinin uzun olması için voltajın standart değerler içinde olması gerekiyor. Avrupa'nın ortak elektrik iletim sisteminden 450 milyon kişi yararlanıyor.

Dell 3.9 milyar $'a Perot'u satın aldı

Dell, bilişim hizmetleri sağlayıcısı Perot Systems'i 3.9 milyar dolara peşin parayla satın alıyor Anlaşmayla Perot hissedarlarına hisse başına 30 dolar ödenecek. Anlaşmanın Kasım ya da Ocak ayında tamamlanması planlanıyor. 1992 ve 1996'da ABD Başkanlığı için bağımsız aday olarak yarışan Ross Perot tarafından 1988 yılında kurulan Perot Systems, hastane, bankalar ve hükümet birimlerinde bilişim desteği veriyor. Dell'in net karı yılın ikinci çeyreğinde yüzde 23 düşüşle 12.8 milyar dolara inmişti. habertürk

TV ve buzdolabı daha az bozulacak

Türkiye elektrik iletim sistemi, Avrupa'nın ortak ağına bağlanıyor Yeni sistem, Türkiye'de elektrik hizmetinin niteliğini artıracak. Elektrik tüketimi, üretimi geçtiği an Avrupa'nın enerjisi devreye girecek. Zaman gazetesinin haberine göre, yeni sistemle voltaj ve frekans sorunları sebebiyle buzdolabı ve televizyon gibi elektrikli cihazlarda sık sık yaşanan arızalanma vakaları da ortadan kaldırılacak. Sanayide ise elektriğin kalitesizliğinden kaynaklanan problemler bitecek. Yaklaşık 35 yıldır iletim sisteminde devam eden iyileştirme çalışmalarında son aşamaya gelindi. Zaman'ın Enerji Bakanlığı'ndan aldığı bilgilere göre yıl sonuna kadar iletim altyapısıyla ilgili çalışmalar tamamlanacak. 2010'un ilk çeyreğinde Avrupa 'elektrik iletim sistemine' (UCTE) üyelik bağlantısı yapılacak. Deneme çalışmalarından sonra da 2011'den itibaren tam bağlantıya geçilecek. Türkiye'nin elektrikte Avrupa'ya bağlanması ilk olarak 1975 yılında gündeme gelmişti. O tarihten beri ülke içinde elektrik şebekesinin Avrupa standartlarına ulaştırılmasına dönük çalışmalar yapılıyor. Son aşamaya gelinen çalışmaların tamamlanmasıyla birlikte, Türkiye'deki elektrik iletim sistemi, Avrupa elektrik sistemi ile ortak çalışacak. Yeni düzenleme ile ülkedeki iletim altyapısı, güçlenmiş olacak. Aboneler daha kaliteli ve kesintisiz elektrik hizmeti alacak. Buzdolabı, televizyon ve çamaşır makinesi gibi cihazlar, voltaj ve kalite değişimlerinden kaynaklanan sorunlarla daha az karşılaşacak. Sanayide de makineler daha verimli çalışacak. Örneğin tekstil fabrikalarında voltaj ve frekans değişimleri, ip kırılmalarına yol açıyor. Cam fabrikalarında ise hatalı üretim sorunu yaşanıyor. Avrupa'yla iletim konusundaki entegrasyon, elektrik ithalat ve ihracatını da kolaylaştıracak. Atatürk Barajı'nda üretilen elektrikle Paris'teki Eyfel Kulesi aydınlatılabilecek. Ya da Türkiye'de elektrik tüketimi, üretimi geçtiği anda Avrupa'daki tesislerde üretilen elektrik enerjisi derhal devreye girecek. Frekans ve voltaj, elektriğin en önemli kalite göstergelerinden biri. Üretim ve tüketimin dengede olması durumunda frekans 50.00 Hz oluyor. Üretim tüketimden fazla olunca frekans yükselirken, azalınca düşüyor. UCTE standartlarında frekans sapması artı-eksi 20 mHz iken ülkemizde yaklaşık 100 mHz'yi buluyor. Türkiye, iletimde sağladığı iyileşme ile Avrupa voltaj sapma aralığını yakaladı. Elektrikli cihazların sağlıklı çalışması ve ömürlerinin uzun olması için voltajın standart değerler içinde olması gerekiyor. Avrupa'nın ortak elektrik iletim sisteminden 450 milyon kişi yararlanıyor habertürk

Abone başı 200 TL ceza kesilebilir

Sanayi Bakanı Ergün, GSM operatörlerinin 3G ile beraber fiyatlarını sakladıklarını söyledi Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, GSM operatörleri aracılığıyla sunulan eğlence, oyun ya da müzik mesajları konusunda hem tüketicileri hem de operatörleri uyardı. Bakan Ergün, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türk toplumunda teknolojinin çok hızlı tüketildiğini, bu nedenle de çeşitli sorunların gündeme geldiğini söyledi. Teknolojinin dikkatsiz kullanıldığını ve zaman zaman zarara yol açtığını ifade eden Ergün, buna örnek olarak GSM operatörleri aracılığıyla sunulan eğlence, oyun ve müzik mesajlarını gösterdi. ''GSM operatörleri üzerinden alınan mesajlar, eğlence içeren, bilgi içeren mesajlar var. Ayrıca 3G teknolojisiyle de internete daha hızlı erişim imkanı sunuyor'' diyen Ergün, tüketicilerin önemli bir bölümünün bunların maliyeti hakkında bilgi sahibi olmadığını, çünkü bu hizmeti sunanların maliyeti ''biraz sakladıklarını'' dile getirdi. Son dönemlerde bu konuda fazlaca şikayet aldıklarını belirten Ergün, Tüketicinin ve Rekabetin Korunması Genel Müdürlüğü'nün bu çerçevede ciddi bir denetim mekanizması işlettiğini söyledi. Tüketicilerin duyarlı olmaları ve bu tür mesajların kendilerine maliyetinin ne olacağını araştırmaları, firmaların da bu hizmetleri tüketiciyi yanıltmayacak şekilde sunmaları gerektiğini ifade eden Ergün, şöyle konuştu: ''Bu hizmetleri tüketiciyi yanıltacak şekilde sunanlar, yanılttıkları her bir tüketici için en az 200 lira para cezasına çarptırılacaklar. Yüz binlerce tüketici olduğu düşünülürse 100 milyonlara varan cezalarla karşı karşıya kalabilirler. Tüketiciler de teknolojiyi daha dikkatli bir şekilde tüketsinler. Çünkü bu hizmetlerin bilinçsiz tüketimi size beklemediğiniz ağır maliyetler getirebilir. Yeni 3G teknolojisini tüketirken de aynı şekilde dikkatli olmak lazım. Bu görüşmeler normal telefon görüşmesi gibi olacak zannediliyor ama tarifeler değişebiliyor, paketler değişebiliyor. Telefonunuz 3G'ye uyumlu değildir fakat yeni bir paket sözleşmesi yapmışsınızdır. 3G'yi kullanmadığınız halde o paketin içinde kullanma bedeli olduğu için onu ödüyor olabilirsiniz. Elektronik sözleşmeler yapılırken, mesafeli sözleşmeler yapılırken tüketicinin çok dikkatli olması gerekiyor.'' GSM operatörlerinin aslında bu hizmetleri direk sunmadıklarını, başkalarına servis sağladıklarını, kanal açtıklarını anlatan Ergün, bu yanıltıcı işlemlerin çoğunun da o servis sağladıkları firmalar tarafından yapıldığını, ancak alt yapıyı, zemini hazırlayan durumunda oldukları için onların da sorumlu olacaklarını ifade etti. GSM operatörlerinin kanal açtıkları bu firmalara tüketicilerle yaptıkları sözleşmelerde nezaret etmeleri gerektiğini vurgulayan Ergün, ''Nezaret etmezlerse sonunda ortak olarak cezaya çarptırılmış olacaklar ve bu cezalar da hafif değil. Firmalar da bunu yaparken kötü niyetli olmayabilirler ama onların bu hizmetleri dikkatlice sunmaları, tüketicilerin de bu hizmetleri son derece dikkatli kullanmaları gerekiyor'' dedi. AA

Facebook'una bak, eşcinsel mi anla

Facebook sitesine üye olan erkeklerin eşcinsel olup olmadıklarının arkadaşlarına bakılarak anlaşılabileceği öne sürüldü ABD'de Massachusetts Teknoloji Enstitüsü'nden iki öğrencinin yaptığı yayınlanmamış bir araştırmaya göre, eşcinsel erkekler sadece Facebook'taki arkadaşlarına bakılarak belirlenebiliyor. Ufak çaplı araştırmayı yapan öğrenciler Carter Jernigan ve Behram Mistree profillerini oluştururken cinsel eğilimlerini doğrudan karşı "cinse ilgi duyan, gay ya da biseksüel" olarak belirtmiş olan bin 500'den fazla öğrencinin Facebook arkadaşlarını taradı. Bu analiz sonucunda eşcinsel erkeklerin karşı cinse ilgi duyan erkeklerden daha fazla eşcinsel arkadaşının olduğu ortaya çıktı. Facebook kullanıcılarının arkadaşlarının sadece cinsiyetine bakılarak cinsel eğilimini belirlemek üzere Gaydar adı verilen bir program oluşturan araştırmacılar, bunu 947 profil üzerinde denedi. Bunlar arasında bilgilerinde cinsel eğilimlerini belirtmeyen fakat eşcinsel oldukları bilinen 10 erkeği program, doğru bir şekilde eşcinsel olarak tanıdı. habertürk

Grip haritanız Google'da

Google Insight for Search ile tüm sonuçlara ulaşılabiliyor. Hangi ülkenin grip olduğu grafiklerle belli oluyor Arama işinin internetin açılan kapısı olduğunu ve arama motorunun Türkiye'deki 26.5 milyonluk internet nüfusunun bilgiye ulaşmak konusunda birinci tercihi haline geldiğini söyleyen Google Türkiye Ülke Müdürü Bülent Hiçsönmez, “Arama motoru artık normal yaşamın barometresi. Biz de Google olarak bu barometreyi paylaşmak istediğimiz için Google Insight for Search'ün Türkçe arayüzünü sunduk” dedi. Google’ın yaklaşık bir ay önce başlayan yeni Türkçe hizmeti hakkında bilgi veren Hiçsönmez, “Bu servis ile hangi kelime ile ilgili arama trendini merak ediyorsanız, o kelimeyi giriyoruz. Son 7 günden son 5 yıla kadar arama trendlerini inceleyebiliyorsunuz” diye konuştu. GRİP HARİTASI ÇIKIYOR İnternette yapılan aramaların hacmindeki değişiklikleri gösteren Google Arama Trendleri’nin reklamcılar, araştırmacılar ve sosyologlar gibi trend analizi yapanlar için işlevsel bir ürün olduğunu vurgulayan Hiçsönmez, şöyle konuştu: “İnsanlar neyle ilgileniyor, neye ilgileri artıyor, neye azalıyor… Tüm bunların sonuçlarına Google Insight for Search ile ulaşılabiliyor. Örneğin, bu analizle Türkiye’nin grip haritasını çıkarmak bile mümkün. Fransa ne zaman grip oluyor, Türkiye ne zaman grip oluyor, bunu grafiklerle karşılaştırabiliyorsunuz.” Arama trendlerine tarihsel olarak bakıldığında son 5 yılda Türkiye en çok ekim ayında “grip ve nezle” kelimelerini aradı. Temmuzda “tatil”i arayan Türk internet kullanıcılarının “para”yı araması ise küresel krizin başladığı Eylül 2008’den sonra arttı. 2006’nın ilk aylarının ardından “aşk” kelimesini arayanlar ise neredeyse yarı yarıya düştü. SEL FELAKETİ ARAMA TRENDLERİNE DE YANSIDI Google’ın internet aramalarındaki bölgesel ve tarihsel trendleri merak eden herkese açık olan Google Arama Trendleri’ne göre, Türkiye’de son 7 günde arama trafiği en çok artan kelimelerin başında yaşanan sel felaketine bağlı olarak “meteoroloji” ve “hava durumu” geldi. Son 30 güne bakıldığında “sel” kelimesini en çok arayanlar Tekirdağ, Balıkesir ve İstanbul oldu. 2004’ten bu yana yapılan aramalarda ise “Facebook”, “oyun”, “Mynet” ve “YouTube” açık ara önde. Türkiye'de il bazında da ilgi ve merak alanlarının tespit edilebileceğine değinen Bülent Hiçsönmez, Türk Telekom’un altyapı yatırımlarının yakında tamamlanacağını ve İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Bursa ve Antalya gibi büyük illerin dışındaki illere göre de ayrıntılı trend analizi yapılacağını vurguladı. GAZETE HABERTÜRK

150 bin kişi e-imza atıyor

E-imza sahibi bir kişi internet bankacılığı ve e-devlet alanındaki bir çok uygulamaya tek bir şifre kullanarak ulaşabiliyor 23 Eylül 2009 Çarşamba, 17:46 E-Güven Genel Müdürü Can Orhun, E-imza sahibi bir kişinin internet bankacılığı ve e-devlet alanındaki bir çok uygulamaya tek bir şifre kullanarak ulaşabildiğini belirterek, ''Şu anda da Türkiye genelinde 150 binin üzerinde elektronik imza kullanıcısı bulunuyor'' dedi. Orhun, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'de kurumların ve bireylerin internet ve ilgili uygulamalardan daha etkin ve güvenilir bir şekilde yararlanmalarını sağlayacak sertifika otoritesi hizmetleri verdiklerini belirtti. Türkiye'nin ilk elektronik sertifika hizmet sağlayıcısı olduklarını dile getiren Orhun, kuruluşlara, elektronik imza ve mobil elektronik imza konularında anahtar teslimi projeler üreterek çözümler sunduklarını, e-imza alanında proje danışmanlığı ve sistem entegratörlüğü hizmetleri verdiklerini söyledi. Orhun, E-imza sahibi bir kişinin, internet bankacılığı ve e-devlet alanındaki birçok uygulamaya tek bir şifre kullanarak ulaşabildiğini ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü: ''E-imza, birden fazla bankaya ait internet bankacılığı uygulaması kullananlar için, her bir bankaya özel ayrı şifre zorunluluğunu tamamen ortadan kaldırıyor ve tüm bankalara tek bir imza ile giriş yapma imkanı sunuyor. Genel anlamda ise gerek mobil gerekse elektronik imza uygulamaları, iş süreçlerini hızlandırarak zamandan büyük ölçüde tasarruf sağlıyor. Bunun yanı sıra, bir defaya mahsus alınan e-imza, kurum içi yazışmalarda kağıt kullanımını da azaltarak doğaya katkıda bulunuyor. Bu veri güvenliği uygulamaları, yüksek seviyede güvenlik gerektiren bankacılık ve finans işlemleri için büyük önem taşıyor. E-Güven'in ilk elektronik sertifikasını verdiği 2005 yılından bu yana çok önemli projeler hayata geçirildi. 2006 yılını e-imza konusunu öğrenme, 2007'yi de geliştirilen projelerin ilk hayata geçme yılı olarak düşünecek olursak, 2008-2009 yıllarında e-imza sektörünün ivme kazandığını söyleyebiliriz. Şu anda da Türkiye genelinde 150 binin üzerinde elektronik imza kullanıcısı bulunuyor.'' -FİNANS KURULUŞLARININ YARDIMCISI- Finans sektörü açısından en önemli unsurun bilgi güvenliği olduğunu belirten Orhun, bilgilerin uygun bir şekilde saklanmasının, ilgili kişilerle paylaşılmasının ve bilgiye erişen kişinin kimliğinin doğruluğunun tespit edilmesinin, başta bankacılık ve finans olmak üzere tüm sektörlerdeki şirketlerin varlığını sürdürebilmesi için hayati önem taşıdığını anlattı. Can Orhun, bununla birlikte, aşırı kontrolün bilgiye ulaşmayı zorlaştırdığının da açıkça görüldüğüne değinerek, bu noktada, kontrol ve kullanım dengesinin doğru bir şekilde kurulmasının büyük önem taşıdığını söyledi. Bilgilerin gizlilik derecesiyle erişim kontrollerinin doğru orantılı olarak değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Orhun, bu nedenle, erişimi gereğinden fazla zorlaştırmayan güvenlik çözümlerinin ön plana çıktığını kaydetti. Orhun, bugün bireysel anlamda bilinen en yüksek güvenlikli uygulama niteliği taşıyan e-imza'nın, bu noktada finans kuruluşlarının ve bankaların yardımına koştuğunu ve hem müşteriler nezdinde gerekli olan, hem de şirket içinde ihtiyaç duyulan bilgi güvenliğini eksiksiz bir şekilde sağladığını anlattı. Elektronik ortamın daha fazla kullanılmasıyla iş yükünü azaltarak bürokratik süreci hızlandırmaya yönelik bir veri güvenliği uygulaması olan e-imza'nın, kurumların hizmet verdiği tüm vatandaşların internette doğru olarak tanımlanmasını sağladığına değinen Orhun, gerçek hayatta kimlik bilgilerine bakılarak yapılan denetimin, e-imza sayesinde yine aynı derecede güvenli bir şekilde internete aktarılabildiğini belirtti. Orhun, mobil imza uygulaması sayesinde, finans kurumlarının ve bankaların, karşılaştıkları çok ciddi güvenlik ve uygulama sorunlarını kolayca aşabildiklerini vurgulayarak, bunun da yasal bağlayıcılığı olan hukuksal bir zeminde ve bu konuda yetkili kurumlarla işbirliği içinde gerçekleştirildiğini söyledi. Konuya banka açısından bakıldığında ise mobil imza uygulamasının bankayı güvenlik ile ilgili bir çok süreci yönetmekten kurtardığının görüldüğünü ifade eden Orhun, mobil imza sahibi bir kişinin, sertifikasını bağlı olduğu mobil operatörden aldığını ve sertifika ile ilgili süreçlerden mobil operatör ve E-Güven'in sorumlu olduğu için bankanın tüm bu süreç ve sorumlulukları paylaşmış olduğunu dile getirdi. Orhun, kurumsal bankacılık alanında pek çok e-imza projesi gerçekleştirdiklerini, firmaların bankalarla olan yazışmalarında ve para talimatlarında elektronik imzayı devreye alarak güvenlik anlamında sorun yaratabilecek faks gibi uygulamaları tamamen devre dışı bıraktıklarını anlatarak, bunların sıra, Turkcell ile birlikte hayata geçirdikleri Mobil İmza Projesi ile de bireysel bankacılıkta e-imza kullanımının yaygınlaşmasını sağladıklarını ifade etti. Her zaman yeni projelerinin ve çalışmalarının olduğuna değinen Orhun, ''E-Güven, elektronik imza alanında Türkiye'de her zaman öncü firma olmuştur. Ülkemizde hayata geçirilen birçok projede firmamızın imzası var. Dolayısıyla E-Güven, elektronik ve mobil imza uygulamaları alanında diğer kurumlara da yeni kapılar açma görevini üstleniyor. Örneğin Turkcell ile ortaklaşa gerçekleştirdiğimiz mobil imza projesi Türkiye'de bir ilk olma niteliği taşıyor. Bunun yanı sıra, fikri hakların korunmasına ilişkin ilk uygulama olan Tasdix'i de Eczacıbaşı Bilişim (EBI) işbirliğiyle hayata geçirilmiş bulunuyor. Kısacası bu alandaki yenilikçi çalışmalarımızı ve atılımlarımızı ara vermeksizin sürdürüyoruz'' diye konuştu. -BİLGİ GÜVENLİĞİ İÇİN ÖNEMLİ- Can Orhun, bilgi güvenliği konusunda yaşanan sıkıntıların giderilmesinin, ticaret hacminin artması ve dolayısıyla Türk ekonomisinin büyümesi için bir zorunluluk teşkil etiğini vurgulayarak, Başta KOBİ'ler olmak üzere her ölçekten firmanın, gerek yurt içinde gerekse yurt dışında daha güvenli bir şekilde faaliyet gösterebilmesi için, bilgi güvenliği çözümlerine ihtiyaç duyduğunu söyledi. Söz konusu çözümlerin kullanılmadığı takdirde, bunun gerek bireylere gerekse firmalara maliyetinin son derece yüksek olduğunu belirten Orhun, sözlerini şöyle tamamladı: ''Günümüzde internet ortamındaki uygulamalar, çoğunlukla elde edilmesi kolay ve gerçek anlamda bir güvenlik sağlamayan müşteri numarası, müşteri adı veya şifre doğrulaması yöntemleriyle korunmaya çalışılıyor. Bu uygulamalar, daha etkin bir veri güvenliği sunan elektronik imza gibi yöntemlerle de destekleniyor. E-imza, kurumların hizmet verdiği tüm vatandaşların internette doğru olarak tanımlanmasını mümkün kılıyor. Ayrıca, iş süreçlerini hızlandırarak zamandan da büyük ölçüde tasarruf sağlıyor. Bugün alanında lider birçok resmi ve özel kuruluş, e-devlet dönüşüm süreci kapsamında E-Güven ile birlikte çalışıyor. Bunların arasında, Sanayi Bakanlığı (Garanti, Muafiyet ve Satış Sonrası Hizmet Yeterlilik Başvuruları), Adalet Bakanlığı (Ulusal Yargı Ağı Projesi – UYAP), Türk Patent Enstitüsü (Marka Başvuruları), Merkezi Kayıt Kuruluşu (Bilgi Güvenliği ve Sertifika Uygulama Hizmetleri Projesi), KOSGEB (KOBİ;lere E-İmza Desteği Projesi), Serbest Bölgeler Genel Müdürlüğü, Mali Suçları Araştırma Kurulu – MASAK (Şüpheli İşlem Bildirimleri) ve Dış Ticaret Müsteşarlığı gibi kurumlar bulunuyor.'' habertürk

Facebook "Beacon"ı kapatıyor

Artık üyelerini gözleyemeyecek Facebook’un yetkilileri, üyelerinin internetteki faaliyetlerini takip eden ‘Beacon’ pazarlama programını kapatma kararı aldı. Sivil toplum kuruluşları, kullanıcıların gizlilik haklarını ihlal ettiği gerekçesiyle programın devreden çıkarılması için internet üzerinden 70 bin imza toplamıştı. Facebook "Beacon” programını gizlilik haklarını ihlal ettiği gerekçesini kabul etti ve kapatma kararı aldığını açıkladı. Facebook geçen sene de news feed adlı profil değişikliklerini yayınlayan program nedeniyle tepki çekmişti.

Bahaneniz hazır: "Hemen gitmem gerekiyor!"

Kaçmak istediğiniz durumlarda kurtarıcınız telefonunuzda Muhtemelen şu anda bu yaıyı okurken bir çoğunuz iş yerindedir ve aslında oradan çıkmak için can atmaktadır. Bu durumda şimdi size tanıatracağımız uygulama belki dikkatinizi çeker. Çok sıkıcı bir yemekte misiniz, arkadaşınız aslında hi de ilginizi çekmeyen konularla sizi boğuyor mu, 2 saat sonraki gereksiz toplantıya katılmak istemiyor musunuz, bulunduğunuz yerden bir an önce kaçmak mı istiyorsunuz? İşte "Hemen gitmem gerekiyor" (Got2go) isimli cep telefonu uygulaması tam da bu gibi durumlar için tasarlanmış. Şimdilik sadece iPhone üzerinde çalışan programla çok gerçekçi bahaneler yaratıp hatta uygulayarak kendinize ortamı terk etme bahanesi yaratmanız artık mümkün. Tek yapmanız gereken sakin bir köşeye çekilip cep telefonunuzdaki programın ayarlarını yapmak; ne zaman aranmak istiyorsunuz, kim arayacak, konu nedir gibi. Bundan sonrası ise artık size kalmış. Ayarladığınız vakitte telefonunuz çalacak ve yanınızdakiler şuna benzer bir konuşmaya tanıklık edecek: - Esra merhaba - .......... - Aaaaa ne zaman? - ........ - Hangi hastane? - ......... - Hemen geliyorum! Artık yanınızdakilere dönüp "Hemen gitmem gerekiyor" deme zamanı, sonuçta onlarda bu konuşmayı (karşı tarafın sesi dahil) duydukları için gayet inandırıcı bahaneniz (ya da yalanınız mı desek... hımmmm...) sayesinde özgürsünüz. Programın ayrıca istenirse konuşma yerine mesaj gönderme özelliği olduğunu da belirtmeden geçmeyelim. Selin Kunt Tütüncü skunt@haberturk.com
 

About

,

Site Info

Not :Sitemizde yayınlan tüm yazılım oyun v.b. dosyaların hepsi denem sürümü veya demodur. sex filmleri

SemboLForum

adult2 cizgi film izlesitemap

Text

Net Eviniz Copyright © 2009 Community is Designed by Bie